Norveç’in fiyortlarında, muhteşem manzaralar eşliğinde geçirdiğimiz sekiz günlük tatilimizin planını ve yol haritamızı sizinle paylaşıyoruz. Bu rotayı oluştururken yerli yabancı bir çok kaynaktan faydalandık ve kendimizce bir rota çizdik. Döndükten sonra yaptığımız planlar ve ayırdığımız sürelerden çok mutlu olduk. Umarız ki size de faydalı olur yazımız. O zaman hazırsanız Norveç Gezi Notları ile sekiz günlük yol planımız tüm detaylarıyla başlıyor.
Gün planlarına giriş yaparken belirtmek istediğim konuların başında yemek konusu geliyor. Bizi Instagram’dan da takip edenler görmüştür, Norveç’de hem yol seyahati yapacağımız için hem de döviz kurlarını gösterirken artık tek elin parmaklarının bile yetmiyor olması sebebiyle Türkiye’den bir valizi yalnızca yiyecek ile doldurarak seyahate çıktık. Yiyeceklerimiz yanımızda olduğu için yol üstünde beğendiğimiz manzaralarda durup yedik ve yola devam ettik. Böylece yeme-içme bize hem zaman hem de para kazandırmış oldu.
Norveç’de maliyetleri nasıl düşürdüğümüz ve toplam maliyetinin ne kadar tuttuğuna dair yazımıza da buradan ulaşabilirsiniz.
Norveç’teki gezimizde bu haritadaki A noktasından başlayıp harf sırasıyla turu tamamlayarak yine A noktasındaki Oslo Havalimanı’na geri geldik. Gri noktalarda konakladık. Planımızda C’deki hariç her gri noktada bir gece C’deki Tyssedal’da da iki gece konaklamak vardı. İşaretlediğim tüm noktalar ve daha fazlasını aşağıda yazıyorum.
Norveç yol haritamız. Tüm detayları aşağıdaki harita üzerinden anlatacağım.
Haritadaki noktalar üzerinden rota özetimiz:
- 1. Gün ( Cumartesi )
A – Oslo Gardermoen Havalimanı – Havalimanından aldığımız kiralık araba ile ilk gece konaklayacağımız Jorpeland’a (B Noktasına) doğru sürüş (Durmaksızın sürüş süresi : 8 Saat) . Jorpeland’da konaklama. - 2. Gün ( Pazar )
B – Sabahtan Preikestolen trekking. Trekking sonrası konaklayacağımız Tyssedal’a (C Noktasına) doğru sürüş. (Durmaksızın sürüş süresi : 4 Saat). Tyssedal’da konaklama. - 3. Gün ( Pazartesi )
C – Tüm gün Trolltunga trekking. Önceki gece ile aynı yerde, Tyssedal’da konaklama ve dinlenme. - 4. Gün ( Salı )
C – Sabahtan yola çıkarak Voringfossen şelalesini görüp Bergen’e (D Noktasına) doğru sürüş. (Tyssedal – Bergen arası sürüş süresi durmaksızın : 3 saat). Bergen’de öğleden sonra gezme ve akşam Bergen’de konaklama. - 5. Gün ( Çarşamba )
D – Sabah Bergen’de eksik kalan noktalara gezi. Sonrasında yola çıkarak Flam’a (E Noktasına) doğru sürüş. (Durmaksızın sürüş süresi : 2 Saat 30 dk). Flam’da yakın köyleri ve seyir teraslarına gezinti. Flam’da konaklama. - 6. Gün ( Perşembe )
E – Sabahtan Flamsbana treni ile nostaljik yolculuk. Sonrasında Geiranger’e (F Noktasına) doğru sürüş. (Durmaksızın sürüş süresi : 5 Saat). Geiranger’da gezilecek yerler ve akşama Geiranger’de konaklama. - 7. Gün ( Cuma )
F – Sabahtan yola çıkarak Atlantic Road’u görmeye gitmek ve geri dönerek Alesund’a (G Noktasına) doğru sürüş. (Durmaksızın sürüş süresi : 6 saat 40 dk). Vakit olursa Alesund’da seyir tepesine çıkıp şehri izleme. Alesund’da konaklama. - 8. Gün ( Cumartesi )
G – Sabah Alesund gezisi. Sonra yola çıkarak uçuş öncesi konaklayacağımız Eidsvoll’e (H Noktasına) doğru sürüş. (Durmaksızın sürüş süresi : 6 saat 30 dk). Eidsvoll’de yapılacak şey yok 🙂 Yalnızca konaklıyoruz. - 9. Gün ( Pazar )
H – Oslo Gardermoen Havalimanı’na giderek aracı teslim edip İstanbul’a geri dönüş.
1. Gün ( Cumartesi )
A – Oslo Gardermoen Havalimanı – Havalimanından aldığımız kiralık araba ile ilk gece konaklayacağımız Jorpeland’a (B Noktasına) doğru sürüş (Durmaksızın sürüş süresi : 8 Saat) . Jorpeland’da konaklama.
İstanbul’dan sabah THY’nın 07:40 uçuşu ile saat 10:30’da Oslo havalimanına indik. Gümrük geçişi ve araç teslimi işlemleri tamamlandıktan sonra saat 12:00 gibi Jorpeland’a doğru yola çıktık. Böylece Norveç’teki akarsularla tanışmış olduk. İlk defa Norveç’e geldiğimiz için nasıl bir doğa ile karşılaşacağımız hakkındaki fikrimiz bu yolda oluşmaya başladı. Bu yoldaki en önemli durak noktalarından birisi Heddal Stave Church.
Heddal Stave Church
Haritada çizdiğimiz yolu izlerseniz yol üstünde Heddal Stave Church’e mutlaka uğramanızı öneririm. Avrupa’da birkaç ülkede daha bulunan bu ahşap kiliselerden Norveç’te 30 tane var. Norveç’tekiler ise en eski olanlarından. Orta çağ döneminden beri ayaktalar. 1100- 1300 yılları arasında inşa edilmişler, halen aktif olarak kullanımdalar ve ziyaretçilere de açıklar. Heddal Stave Chuch ise Norveç’teki en büyük ahşap kilise.
Yazının devamında mutlaka yine yazarım diye düşünüyorum ki, Norveç’te yol seyahati yaparken durup durup seyretmeniz gereken yüzlerce manzara ile karşılaşıyorsunuz. Hem doğal güzellikleri hem de kasabalarının şirinlikleri sürekli “arabayı kenara çekelim”, “şurada da bir duralım” dedirtiyor. İskandinav tarzı evlerin güzelliği yetmezmiş gibi o evleri gözalıcı renklerle boyayıp hayallerimizdeki köyleri tablo gibi önümüze sermişler.
Hatırlayınca yine gittim oralara ama seyahat planımıza geri döneyim. 🙂
Jorpeland’a varmadan önce Lauvvik – Oanes feribotu ile ilk feribot yolculuğumuzu gerçekleştirdik. Feribotlarda otomobil fiyatına şoför dahil, arabadaki diğer yolcuların her biri için ek ücret talep ediliyor. Bu feribotun ücretlendirmesi otomobil 82 NOK + ek yolcu 34 NOK (Norveç Kronu). Feribotlarda ücreti toplayan bir görevli oluyor. Elindeki pos cihazı ile kredi kartı ile ödeme alıyor. Nakit ödemek için de oda gibi bir yere yönlendiriyor.
2. Gün ( Pazar )
B – Sabahtan Preikestolen trekking. Trekking sonrası konaklayacağımız Tyssedal’a (C Noktasına) doğru sürüş. (Durmaksızın sürüş süresi : 4 Saat). Tyssedal’da konaklama.
2. gün planımız Preikestolen trekking’i ile başlıyor. Sabah kahvaltısını yaptıktan sonra kendimizi Preikestolen (Pulpit Rock) yürüyüş rotasının başladığı otopark’a attık. Biz saat 8:30 gibi park alanındaydık. İki tane park alanı var ve gayet yeterli sayıda park alanı mevcut. Aşağıdaki otoparkta wc gibi imkanlar varken, yukarıda yalnızca park alanı var. Otopark’ın ücreti 200 NOK. Çıkışta kapıdaki bariyerde kredi kartı ile ödeme yapılabiliyor.
Preikestolen yürüyüşü ile ilgili detayları başka bir yazıda paylaşacağız. Ancak kısaca şöyle belirteyim, Norveç’teki en unutulmaz aktivitelerimizden biriydi.
Genelde toplamda 5-6 saat sonra Pulpit Rock’ın üzerinde vakit geçirme zamanı da dahil başlangıç noktasına geri dönüldüğünü okumuştuk. Ancak biz biraz manzara seyretme işini uzatmış olacağız ki saat 16:00’da başladığımız noktaya geri döndük. (Drone’u kaybedip, arayıp, bulamayınca yasını tuttuğumuz süre de dahil).
Bir iki saatlik mesafedeki başka bir trekking alternatifi de Kjerag yürüyüşü. Kjerag Bolten olarak bilinen duvarlar arasında sıkışmış olan kayanın üzerine çıkıp fotoğraf çektirmek isteyenler için alternatif bir rota olabilir. Zorluk ve süre olarak Preikestolen yürüyüşü ile benzer. Biz tercihimizi Preikestolen’dan yana yaptık. Hem manzarası hem de kayanın üzerinde daha uzun süre geçirebilmek avantajlı bir durum. Kjerag için sürekli kuyruğa girmek gerekebilir.
Yürüyüşten sonra biraz dinlenerek akşam kalacağımız Tyssedal’a doğru yola çıktık. Yol yaklaşık 200 km ve durmaksızın 4 saat sürüyor. Yol üstünde Nesvik-Hjelmeland feribotunu kullandık. Çok şanslıydık ki, feribot biz bindikten hemen sonra kapısını kapattı ve hareket etti. Yakın mesafede karşıdan karşıya geçen feribotlar yaklaşık olarak her 10-15 dk’da bir var. Son günlerde kullandığımız bir feribotta bu kadar şanslı değildik. Önümüzdeki araba feribota son araç olarak bindi, biz bir sonrakini beklemek durumunda kaldık. Onun da bekleme süresi 40 dk’ydı.
Yeri gelmişken 200 km’yi ben daha kısa sürede yaparım diye aklınızdan geçirmeyin. Norveç’te yollar tek gidiş tek dönüş. Bazen karşıdan gelen arabanın geçebilmesi için kenara çekip bekliyorsunuz. Hatta yollarda bunun için cepler bile mevcut. Bir de tabi Norveç’te çok sık radar olduğunu ve hız cezası yemenin çok da zor olmadığını hatırlatalım.
Yol üstünde Latefossen Şelalesi’nde mola verdik. Eğer bizim kullandığımız yolu kullanıyorsanız bu şelaleyi görmemek gibi bir şansınız yok. Çünkü giderken mecbur şelalenin üstünden geçen taş köprüyü kullanıyorsunuz. Hem köprü hem de şelale ikisi birlikte çok güzel görünüyor. Yola bu kadar yakın başka şelale görmedim.
3. Gün ( Pazartesi )
C – Tüm gün Trolltunga trekking. Önceki gece ile aynı yerde, Tyssedal’da konaklama ve dinlenme.
Seyahati planlarken de şüphe ettiğim bir konu vardı, o da dizimdeki sakatlık. Trolltunga trekking’i alışkın olmayanlar için çok üst seviye bir yürüyüş olduğu için, hem kontrollerimi yaptırıp hem de dizlik almıştım. Ancak bir önceki gün yaptığımız Preikestolen trekking’i sonrası dizimdeki sakatlık tekrar belirdi ve bugün için planlamış olduğum Trolltunga yürüyüşünü yapmaya cesaret edemedim.
Yine de Preikestolen için yaptığımız planı buraya yazıyorum.
Trolltunga
Başta da belirttiğim gibi Trolltunga yürüyüşü diğerlerine göre daha zorlu bir yürüyüş. Bundan bir kaç sene evvel otopark alanından trekking başlangıç noktasına çıkan bir füniküler bile varmış ancak bu füniküleri kapatmışlar. Şimdilerde bu imkan olmadğı için aşağıdaki otopark alanına parkettikten sonra 1-2 km boyunca yürüyerek 400mt’lik tepeye çıkmak gerekiyor. Bu tırmanışı gerçekleştirdiğinizde trekking başlangıç noktasına (Mågelitopp’a) gelmiş oluyorsunuz. Bu mesafeyi tırmanmak bile 1-2- saati bulabilir.
Gelelim 2018 Haziran ayındaki gelişmelere. Bu yükseklikliği tırmanmak istemeyenler için iki alternatif oluşturmuşlar. Bunlardan birincisi aşağıdaki otopark alanından tepeye (Mågelitopp’a) çıkan bir servis ayarlanmış. Kişi başı 130 NOK’a aşağıdan yukarıya, 70 NOK’a da yukarıdan aşağıya doğru hizmet veriyor.
Bir diğer alternatif ise kendi aracınızla tepeye çıkmak. Fünikülerin eskiden çıktığı noktaya şimdi 30 araç kapasiteli otopark yapmışlar. Buraya sabah ilk gelen yukarıdaki yeri kapar demişler. Kendi sitesinde yukarıdaki otoparkın saat 06:00’da kapılarını açtığını yazmışlar. 30 araçlık kuyruk olacağını hesaba katarak biraz daha önceden gidip sıraya girilebilir. Bir iki araba ile fırsatı kaçırdım diye düşünecek olursanız diye şu notlarımı da ekleyeyim. Yukarıdaki otoparka arabayla çıkışın zorlu olduğunu belirtmişler. Çok yük yüklenmiş küçük arabaları kapıdan almayacaklarını da sitelerinde yazmışlar. Aracınız uygunsa ve siz de şoförlüğünüze güveniyorsanız belki önünüzdeki bir iki kişi sıradan çıkabilir. Bu yeni açılan otoparkın ücreti ise 600 NOK. Evet yanlış duymadınız 600 NOK otopark ücreti. Ben de tam “yok yaa, aşağıya bırakır oradan en olmadı servisle yukar çıkarım” diyordum ki, aşağıdaki otoparkın da fiyatına zam geldiğini ve oranın da 500 NOK olduğunu öğrendim. Bize evsahipliği yapan arkadaşlarımızdan öğrendiğimize göre trekking rotalarındaki kurtarma faaliyetleri için fon oluşturmak adına bu kadar yüksek fiyatlar talep ediliyormuş. Her yıl yüzlerce insana helikopterle ücretsiz yardım hizmeti sunabilmek adına Norveç hükümetinin koyduğu bir karar diyebiliriz.
Hem shuttle hem de otopark ile ilgili ek bilgileri yerel kaynaktan almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Başlangıç noktasına gelmeden önceki bilgileri verdiğime göre esas yürüyüş bilgilerini paylaşabilirim. Tepedeki başlangıç noktasından (Magelitopp’tan) Trolltunga’ya gidiş geliş yürüyüş mesafesi 20 km. Eğer aşağıdan başlayacağım ve servis kullanmayacağım derseniz toplamda gidiş geliş 24,5 km yürümek gerekiyor. Bazı kaynaklarda 28 km olduğu da yazıyor.
Bu rotadaki hava şartları değişken olabileceğinden pek çok hava şartına uygun giyinmek ve yiyecek almak önemli. Yürürken akarsulardan su içebileceğiniz için yanınızda çok su bulundurmanıza gerek olmadığı söyleniyor. Biz gidebilseydik 1’er litre su almayı planlıyorduk.
Trolltunga’ya ulaştığınızda fiyord manzarası izleyebilir ya da Trolltunga’da fotoğraf çekebilirsiniz. Fotoğraf çekmek için sıra oluyormuş. Genelde insanlar iki saate yakın fotoğraf sırası beklediklerini yazmışlar.
Ek bilgi Trolltunga’da kamp yaparak güne burada uyananlar da var. Siz de kamp yapmaktan hoşlanıyorsanız unutulmaz bir deneyim olabilir.
Benim dizimdeki sakatlıktan dolayı bu yürüyüşü gerçekleştiremediğimi söylemiştim. Peki biz ne yaptık? Bergen’de bir yer ayarlayıp bir gün öncesinden Bergen’e geçtik. Yolda da aslında B planımız gibi duran Voringsfossen Şelalesi‘ni görerek yolumuza devam ettik. Voringsfossen Norveç’in en uzun şelalelerinden bir tanesi. Şelalenin suyu 140 mt’den aşağıya dökülüyor.
4. Gün ( Salı )
C – Sabahtan yola çıkarak Voringsfossen şelalesini görüp Bergen’e (D Noktasına) doğru sürüş. (Tyssedal – Bergen arası sürüş süresi durmaksızın : 3 saat). Bergen’de öğleden sonra gezintiler. Bergen’de konaklama.
Sabah erkenden uyanıp Bergen’e hareket etme planımız vardı. 3 saatte Bergen’e varılıyor. Yolda Hardenger Köprüsü‘nden geçiyorsunuz. Köprü ilginç biçimde iki dağdaki tüneli birleştiriyor. Yani tünelde giderken bir anda harika köprü manzarasına çıkıp sonra tekrar tünelin içine giriyorsunuz. Köprünün geçiş ücreti 150 NOK. Her güzel şeyin sonuna bir fiyat ekliyormuşum gibi oldu ancak Norveç işte, ne yaparsın…
Mutlaka Steindalsfossen Şelalesi‘nden geçen yolu tercih etmenizi öneririm. Steindalsfossen şelalesi altından yürüyerek geçebileceğiniz, bizim de Instagram’da paylaştığımız yakınında kırmızı ev olan şelale.
Bergen
Bergen Norveç’in en büyük ikinci şehri olmasına karşın turistik bölgeleri rahatlıkla yürüyerek gezebilirsiniz. Liman şehri olduğu için çok sayıda turist cruise gemileri ile Bergen’e geliyor.
Bergen’de görülecek yerler
Floyen Tepesi; Bergen’i yukarıdan izleme imkanı bulabileceğiniz ormanlıklar içinde bir tepe. Tepede manzarayı izleyerek yemek yiyebileceğiniz bir restaurant ve atıştırmalık alabileceğiniz bir iki dükkan var. Norveç’liler tepedeki ormanlık alanda spor yapıyorlar. Çocuklu aileleler için de park ve oyun alanı mevcut. Güzel vakit geçirebileceğiniz bir yer.
Floyen tepesine çıkmak için Füniküler (Floibanen) mevcut. Meşhur balık pazarı ve Bryggen evlerine çok yakın bir noktadan hareket ediyor ve sizi tam seyir tepesine götürüyor. Fünikülerin içinde herkes dışarıyı seyretmek için camlara yapışıyor. Füniküler yükseldikçe Bergen’in manzarası daha da ayaklar altına seriliyor. Binmek için gittiğimizde 20 dk kadar sıra bekledik. Süreyi kısaltmak için internetten biletinizi alabilirsiniz. Bilet fiyatları tek yön 50 NOK gidiş-geliş 95 NOK. Biz tek yön çıkış için bilet aldık. Dönüşte orman içinden yürüyerek aşağıya indik. Hatta aşağıya yaklaştığımızda gördüğümüz tatlı evlerin arasına dalıp kendimizi kaybettik. İnsanın aklına “gerçekten birileri bu evlerde mi yaşıyor ya?” sorusunu getiren tatlılıkta evlerin arasında fotoğraflarımızı çekip aşağıya indik. İniş yaklaşık 45dk sürdü. İnişe geçmeden önce de tepedeyken Norveç’teki ilk yağmurumuza yakalandık. Yarım saat kadar olduğumuz yerde bizi kilitledi ancak sonra yavaşlayınca inişe başladık. Aşağıya inene kadar yağmur dinmişti. Yanımızda bulundurduğumuz naylon yağmurluklar burada baya işe yaradı.
Bryggen; Geçmişi 13. Yüzyıla kadar uzanan renkli Bryggen evleri Bergen’in en ikonik görüntüsüne sahip. Alman Ticaret Birliği’nin (Hansa) limanda kurduğu bu binaların arasında gezebilirsiniz. Unesco koruması altına alındığı için, binalar eski tarihi yapısını halen koruyor.
Fishmarket (fisketorget); Limandaki balık pazarı aslında oldukça küçük ancak balina eti bile satılıyor. Denemek isteyenler için iyi bir fırsat. Tabiki yalnız balina eti değil pek çok havyar çeşidi ve balık çeşidi de pazardan satın alınabiliyor. Ayrıca bizim gibi turistleri de düşünerek restaurant gibi de hizmet veriyorlar. Hazırlanmış olan karışık balık tabaklarını ya da sizin tercih ettiğiniz çeşitlerdeki balık tabaklarını pişirip servis ediyorlar. Bu tabakların fiyatları 270 ile 720 NOK arasında değişiyor.
Mount Ulriken; Baştan söyleyeyim biz Ulriken’e çıkmadık. Bergen’de birden fazla gün geçirecek kişiler için yapılabilecek bir aktivite olacağını düşünüyorum. Yukarıya teleferik ile çıkıp inilebiliyor ya da tercihe göre yürüyerek de inebilirsiniz (çıkmayı aklımdan geçirmiyorum gördüğünüz gibi).
Torgallmenningen; Sokak sanatçılarının olduğu Bergen’deki alışveriş caddesi. Bu caddeden dümdüz yürüyünce balık pazarına çıkıyorsunuz.
Lille Lungegardsvannet Gölü; kent merkezindeki yapay gölet. Özellikle bu gölete gitmeye gerek yok ancak Torgallmenningen’den geçtikten sonra uğranabilir.
Bizim Bergen’de yapılacaklar listesine aldıklarımız bunlardı ve Ulriken tepesi dışındaki her yeri etraflıca gezdik. Tercih edenler ayrıca Bergen’den kalkan fiyord turlarına göz atabilir. Dediğim gibi pek çok yeri yürüyerek gezdiğimiz için araba ya da toplu taşımaya ihtiyaç duymadık. Marken Guesthouse’da konakladığımız için çok merkezi bir noktadaydık, kendi otoparkı olmadığından arabayı da 24 saati 150 NOK olan ByGarasjen otoparkına bıraktık. Saatlik fiyatı merak edenler için balık pazarına çok yakın olan KlosterGarasjen’in saati 32 NOK, 19:00’dan sonra sabah 07:00’ye kadar ise 18 NOK.
5. Gün ( Çarşamba )
D – Sabah Bergen’de eksik kalan noktalara gezi. Sonrasında yola çıkarak Flam’a (E Noktasına) doğru sürüş. (Durmaksızın sürüş süresi : 2 Saat 30 dk). Flam’da yakın köyleri ve seyir teraslarına gezinti. Flam’da konaklama.
Bergen yapılacaklar listemizde eksik not kalmadığı için sabahtan kendimizi yola attık ve Flam’a doğru yola çıktık. Eğer yapılacak eksik noktalar kalsaydı onları da yaptıktan sonra yola çıkacaktık. Temmuz ayında Norveç’te havanın neredeyse kararmıyor olmasından dolayı varış noktamıza geç kalmak gibi bir derdimiz hiç olmadı. Günlerimize o kadar çok yeri sığdırdık ki, hiç güneş batıyor, ışığı kaçırıyoruz stresine girmedik.
Yoldaki ilk durağımız Tvindefossen Şelalesi olmasına rağmen yine manzaraları gördükçe dayanamayıp çok kez durduk. Tvindefossen şelalesinde de zaman geçirdikten sonra yine yolumuzun üzerindeki Gudvangen kasabasına uğradık. Kasaba okyanusun uzandığı kolların birinin tam ucunda. Kasabaya Viking Köyü inşa etmişler. Açıkçası giriş ücreti yüksek geldiği ve bizi pek cezbetmediği için girmedik. Ancak fiyort manzaralarında hem fotoğraf çekildik hem de oturup dinlendik. Gudvangen kasabası aslında ünlü fiyortlardan Naeroyfiyort’unun başlangıç noktası oluyor. Burada fiyort turu yapanlar yolcu indirip bindiriyor.
Flam’a vardığımızda ilk durağımız Otternes köyü oldu. Bu köy 1800’lerden kalma bir köy ancak şimdilerde terkedilmiş durumda. Köyün hem manzarası hem de köy evlerinin güzelliği için geçerken mutlaka görülmesi gerekir. Köyün yanına kadar arabanızla çıkabilirsiniz.
Köyde gezdikten sonra Stegastein izleme noktasına çıkıp Aurlands fiyortunu tepeden seyrettik. İzleme noktası yamaçtan ileriye doğru uzanan ve en sonu da camla kapatılmış bir koridor. Yüksekten aşağıya bakıp fiyordun içindeki gemileri izleyebilirsiniz. Herhangi bir giriş ücreti vs yok. Zaten seyir teraslarında genel olarak ücret alınmıyor.
Flam’da başlıca yapılacak aktivitelerin başında Flamsbana ile yolculuk geliyor. Biz ertesi gün Flamsbana trenine bindiğimiz için detaylarını bir sonraki günü yazarken vereceğim. Aslında bir nevi Flam demek trene ismini veren Flamsbana treni demek. Lonely Planet bile dünyanın en güzel tren yolculuğu seçmiş. Flam’a kadar geldiysek bu yolculuk kaçmaz.
Bunun dışında Flam’da hız botları ile fiyord safari turlarına katılabilirsiniz. Flam kasabası oldukça küçük ancak merkezde hediyelik eşya alabileceğiniz ve yemek yiyebileceğiniz yerler mevcut.
6. Gün ( Perşembe )
E – Sabahtan Flamsbana treni ile nostaljik yolculuk. Sonrasında Geiranger’e (F Noktasına) doğru sürüş. (Durmaksızın sürüş süresi : 5 Saat). Geiranger gezintileri. Geiranger’de konaklama.
Flamsbana
Flamsbana treni dünyanın en iyi tren yolculuklarından birisi olarak kabul görmüş durumda. Flam ile Myrdal arasında kıvrımlı Aurlands fiyordunun içinde muhteşem manzaralar içerisinde 20km’lik yolculuk yapıyor ve 850 mt yüksekliğe kadar tırmanıyor. Tren çok sayıda tünelin içerisinden geçiyor ve bu tünellerin pek çoğu elle kazınmış tüneller. Aynı zamanda Flamsbana treni ile dünyadaki en dik tren yolculuklarından birisini yapmış oluyorsunuz.
Tren Kjosfossen Şelalesi’nde duruyor ve şelaleye çok yakın bir noktadan izleme olanağı sağlıyor. Hatta şelalenin manzarasını izlerken yanındaki taş evin üzerinde Norveç bale okulu öğrencilerinin dans gösterisi yapılıyor. Sadece bir kaç dakika süren bir olay ancak başka bir yerde böyle bir şeyin görülebileceğini sanmıyorum. Yaz aylarında olmamıza karşın şelale öyle kuvvetli akıyordu ki, dans gösterisini izlerken şelaleden sıçrayan sulardan yağmur yağarcasına ıslandık.
Bindiğimiz vagonda bazı camlar açılmıyordu. Biz biraz hızlı davranıp açılabilen bir camın kenarına oturduk. Myrdal’a gidiş yönünde sağ tafta açılan bir camın kenarına oturabilirseniz mis gibi 🙂 Tabi bunun için tren biletinin saatinden en az yarım saat önce gidip sıraya girmek çok önemli.
Flamsbana tren yolculuğu gidiş dönüş iki saat sürüyor. Biletlerini önceden almakta fayda var, erkenden tükenme ihtimali var. Bilet fiyatları gidiş dönüş 550 NOK, günün ilk ve son seferleri ise 440 NOK. Biz günün ilk seferine bindik. Fiyatlar mevsimler arasında değişiklik gösterebiliyor. Kontrol etmek ya da bilet almak isterseniz buradan kontrol edebilirsiniz.
Biz bu tren yolculuğunu gidiş dönüş olarak aldık ancak ulaşım için Mrydal’a ulaşmada tek yön olarak da kullanılabilir. Norveç’te gezmek için bir çok alternatif var bunlardan birisi de “Norway in a nutshell” adlı tren+gemi kombinasyonları ile seyahat etmek. Tren biletleri bize çok pahalı geldiği için biz bu programı düşünmedik ancak bu şekilde seyahat edenler Flamsbana trenini Myrdal ve sonrasında Oslo’ya kadar ya da tam ters yönde ulaşım için de kullanabiliyor.
Flamsbana treninden indikten sonra Geiranger’e doğru yola çıktık. Yola çıktığımızda henüz bilmediğimiz bir şey vardı ki o da; bu yolculukta geçeceğimiz turistik manzaralı yolun bu seyahatin sürpriz yumurtası olacağı gerçeğiydi.
Flam’dan çıktıktan hemen sonra Laerdal tüneline girdik. Bu tünel 24,5 km’lik uzunluğuyla otomobil trafiğine açık olan dünyanın en uzun tüneli. Yaklaşık 20dk boyunca tünelden gittikten sonra Tindevegen yolunu kullanarak Sognefjellet yoluna geçtik. En yüksek noktası 2400mt’ye kadar yükselen bu 32km’lik yolda kaç kez arabayı kenara çekip kaç kez fotoğraf çekmek için arabadan indik hatırlamıyorum.
Temmuz ayında olmamıza rağmen kartopu oynadık, ucu görünmeyen bomboş yollarda ve ayna gibi gökyüzünü yansıtan durgun göl sularında fotoğraflar çektik. Gittiğimiz yerleri Mars’a bile benzettik. Kısacası Tindevegen ve Sognefjellet yollarında birbirimize “artık durmadan gidelim” diye verdiğimiz sözleri beş dakikadan fazla tutamayıp yine gördüğümüz harika manzaralarda durup 5 saatlik Geiranger yolculuğumuzu ikiye katladık.
Sognefjellet yolunu bitirdikten sonra Lom kasabasındaki Lom Stave Chuch’te de uğramayı ihmal etmedik. Stave Church gördük mü durmak adetten oldu.
Geiranger’e varmadan hemen önce Geiranger’i tepeden gören Flydalsjuvet kayalıklarında mola verdik. Aşağıdaki fotoğrafı bu kayalıklarda çektik.
Burayı bulmak isterseniz kayalıklara vardığınızda sol tarafta kaldığını söyleyelim. Bulması çok zor değil, wc’lerden aşağı doğru ormana yürürseniz bulursunuz. Aman baştan uyaralım da tedbiri elden bırakmayın, kenarlarda korkuluk vs yok. Ayrıca bu kayalıklar üzerinde Queen’s Chair isimli Kraliçe Sonja’nın adına yaptırılmış olan bir koltuk var. Koltuğa oturup manzarayı izleyelim dedik ama fotoğraf çekmek isteyenler olduğu için tadına varamadan kalktık.
7. Gün ( Cuma )
F – Sabahtan yola çıkarak Atlantic Road’u görmeye gitmek ve geri dönerek Alesund’a (G Noktasına) doğru sürüş. (Durmaksızın sürüş süresi : 6 saat 40 dk). Vakit olursa Alesund’da seyir tepesine çıkıp şehri izleme. Alesund’da konaklama.
Bugün diğer günlerden farklı olarak konaklayacağımız yerden 3 saat uzaklıktaki Atlantic Road’a gidip oradan geri dönerek Alesund’a geçiyoruz. İlk durağımız Geiranger’den henüz çıkmadan uğradığımız Ornesvingen seyir terası. Ornesvingen seyir terası yolumuzun üzerinde olduğu için kalabalık park alanı ve tur otobüslerinden bile orada turistik bir olay olduğunu anlıyorsunuz.
Seyir terasından ayrıldıktan sonra Eidsdal – Linge feribotuna bindik. Aralarda feribota binmek hem dinlenmek hem de fiyort manzarası seyretmek için çok güzel fırsat sunuyor.
Bir sonraki durağımız Trollstigen yolunun üzerindeki Plattingen seyir terası. Planttingen seyir terasına vardığımızda full dolu otoparkı ve tur otobüslerinden inmiş onlarca insanı görünce hayrete düştük. Şehir içinde turist noktalarında bile görmediğimiz sayıda, Bergen’deki Floyen tepesinden bile fazla insanla birlikte seyir terasına doğru yürüdük. Yamaçtan aşağıya kıvrılarak inen yolu ve şelaleleri izleyebilmek için yamaçtan dışarıya çıkan bir seyir terası yapmışlar. Aşağıdaki yoldaki arabaların oyuncak araba gibi göründüğü ve vadinin göz alabildiğine uzandığı seyir terasında fotoğraf çekme yarışlarına biz de katılmış olduk. Plattingen’den izlenen bu Trollstigen yolu, dünyanın en ikonik yolları listelerinde başı çeken yollardan bir tanesi.
Seyir terasından ayrıldıktan sonra Afarnes – Solsnes arasındaki feribotu kullanarak karşıya geçtik ve bugünkü asıl hedefimize, Atlantic Road’a doğru yolumuza devam ettik.
Atlantic Yolu da dünyanın en iyi yolları diye arattığınızda karşınıza çıkabilecek yollardan. Norveç’in güzelliğini özetleyen bir yol. Uzaktaki yeşil dağların manzarasıyla, masmavi Atlantik Okyanusu üzerindeki kayalıklardan bir diğer kayalığa uzanan köprülerle bağlanmış bir yol. Seyahate çıkmadan önce drone’umu çantama koyarken belki de en çok, bu yoldan görüntüler çekeceğim için heyecanlıydım. Bizi takip edenler de hatırlayacaktır, Norveç’teki ilk çekimimizde drone’u kaybettik. Bu yüzden kayalıkların ve köprülerin yukarıdan görüntüsünü çekemedik. Ancak kendimizce bir mutluluk sebebi yarattığımız “ikonik yollarda araba sürme” başlığına eşsiz bir yolu da eklemiş olduk.
Atlantic Yolu’nda bir o yana bir bu yana gittikten sonra akşam konaklayacağımız Alesund’a doğru yola çıktık. Molde-Vestnes feribotuna vardığımızda feribot kapısını yeni kapatmaya başlamıştı. Yaklaşık 45 dk beklemeden sonra bir sonraki feribota bindik. Bu feribot diğerlerine göre daha uzun süre yol alıyor ve diğerlerine göre daha pahalı 152 NOK araç + 52 NOK yolcu. Akşam saatleri olduğu için güneş alçalmış durumdaydı ve okyanusun suyundan kızıl yansıyan güneş ışığıyla feribot yolculuğumuzu gerçekleştirdik ve Norveç’teki gördüğümüz eşsiz manzaralara yenisini ekledik.
Bugünkü planımızda Alesund’a vardığımızda Aksla tepesine çıkıp gün batımını izlemek vardı ancak biraz oyalanıp, feribotta da vakit kaybedince biz vardığımızda saat gece 00:00 olmuştu. Peki bu saatte neden mi çıktık Aksla tepesine ? Hala daha hava kararmamıştı ki… Norveç’e yazın gitmenin en büyük avantajı gün ışığından gece yarısı bile faydalanabiliyor olmak.
8. Gün ( Cumartesi )
G – Sabah Alesund gezisi. Sonra yola çıkarak uçuş öncesi konaklayacağımız Eidsvoll’e (H Noktasına) doğru sürüş. (Durmaksızın sürüş süresi : 6 saat 30 dk). Eidsvoll’de yapılacak şey yok 🙂 Yalnızca konaklıyoruz.
Alesund
Önceki gün geç çıkabildiğimiz Aksla tepesine bugün erken saatte tekrar gittik. Tepeden Alesund görüntüsü harika görünüyordu. Bu tepeye Alesund’dan merdivenle de çıkılabiliyor. Hatta biz tepede fotoğraf çektikten sonra arabayı yukarıda bırakıp merdivenlerden aşağı inip merkezde gezindik. Alesund 1900’lerin başındaki bir yangında kül olmuş. Yangından sonra Art Nouveau tarzı mimari ile yeniden inşa edilmiş. Alesund merkezinin tamamı bu mimari ile yapılmış olduğundan şimdilerde Unesco koruması altına alınmış. Bu özellikleri ile yine Norveç’in en çok turist çeken kentlerinden birisi olmuş. Yine de Avrupa’daki pek çok kente göre az sayıda turist var diyebilirim.
Öğle saatlerine kadar Alesund sokaklarında gezindik. Tepeden gördüğümüz ve ben buradayım diye bağıran sarı evin yanına gittik. Kanalların yanında oturup tur teknelerini seyrettik. Sonrasında 418 basamaklı Aksla tepesi merdivenlerini çıkarak arabaya vardık ve Eidsvoll’e doğru yola çıktık. Eidsvoll’e vardığımızda akşam saatleri olmuştu.
9. Gün ( Pazar )
H – Oslo Gardermoen Havalimanı’na giderek aracı teslim edip İstanbul’a geri dönüş.
Ve ayrılık vakti. Öğle saatlerindeki uçağımız için havalimanına gidip, kiraladığımız arabayı geri bıraktık. Tam 3000 km’lik unutulmaz Norveç gezimizi tamamladık. Her ikimizin de aklında Norveç’e tekrar geleceğimiz ve bu sefer Norveç’in kuzeyinde de yol yapacağımız fikri ile evimize geri döndük…
Norveç’te yaptığımız bu 3000 km’lik yolun aslında Norveç’in ne kadar küçük bir kısmını kapsadığını aşağıdaki haritadan görebilirsiniz.
Norveç seyahatimiz için Oslo Havalimanına indik ve havalimanından teslim aldığımız kiralık arabayı dönüş günü teslim etmiş olduk.
Peki neden Oslo’yu tercih ettik?
Tamamen duygusal 🙂 (diğer seçeneklerde maliyetler yükseliyordu).
İstanbul’dan en uygun fiyatlı bileti Oslo’ya bulduk. Bergen ya da Alesund gibi noktalara uçuş maliyeti yüksekti. Ayrıca geçtiğimiz yollardan araba ile tekrar geçmek istemediğimiz için dairesel bir tur atmış olduk.
Eğer bulunabilirse yaptığımız tur için en kısa yol Stavanger’e uçup arabayı oradan teslim almak aradaki tüm noktaları gezdikten sonra Alesund’a arabayı bırakıp eve geri dönmek olabilir. Yani yukarıdaki harita üzerinden anlatacak olursak B noktasından G noktasına doğru bir seyahat yolda geçirilecek süreyi azaltacaktır (ya da tam tersi yönde G noktasından B noktasına). Böyle bir seçenekte kiralanacak araç için tek yön yolculuk maliyeti olacağını ve doğrudan uçuş olmadığı için uçuş aktarma süresinin de hesaba katılmasını hatırlatıyor; bu konuyu daha fazla uzatmadan sizin planlama yeteneklerinize bırakıyoruz.
Dönüş günümüzden önceki Eidsvoll konaklamasını ise uçuş saatimizin gündüz erken saatte olması sebebiyle ayarladık. Gece uçuşu olsaydı ve saatleri uysaydı konaklamadan doğruca havalimanına gidip eve dönüş yapabilirdik.
Norveç’teki maliyetler için daha detaylı bilgi almak için buraya tıklayın.
9 Yorum
Benzer rotayı bu yaz yapmayı düşünüyoruz. sadece Alesund kısmı olmayacak 9 gece konaklayacağız. yaptığınız rotada gereksiz gördüğünüz keşke uğramasaydık dediğiniz yada buraya biraz daha zaman ayırmalıydık dediğiniz yerler var mı?
İnsallah cok gec kalmamısızdır, cok guzel gecsin seyahatiniz.Acıkcası bir günümüz daha olsa tırmanısa ayırırdık.Onun dısında Alesund’u biz biraz da Atlantik yolu gormek icin tercih ettik.Atlantik yolda drone’umuz olsaydı daha da güzel olacaktı.Sanırım yine olsa aynı sekilde planlarız.Gordugumuz her yer bizi cok etkiledi, baya begendik.Norvec en guzel seyahatlerimizden oldu.
geziyi bugün yapsanız rota ve kalış sürelerinde değişiklik olur muydu?
Genel şablonda olmazdı açıkcası.Sadece bir günümüz daha olsaydı Pulpit tırmasını ile Trolltunganın arasına bir gun dinlenme icin ayırırdık ikisi üst üste fazla çünkü.Çok güzel soru bu arada 🙂
Süper bir rota olmuş soluksuz okudum
Çook çook tesekkur ederiz.Biz de aynı hislerle gezmiştik.
Deneyimlerinizi bizimle paylaştığınız için çok teşekkür ederim. Yazınız Norveç ile ilgili okuduğum en güzel yazıların başında geliyor.
2020 Mayıs sonu 3,4 arkadaş sizin yapmış olduğunuz rotanın benzerini yapmayı planlıyoruz.
1. Soru= valizde dilediğimiz kadar konserve yiyecek götürebiliyor muyuz?
2. Soru= pulpit tırmanışı ve trolltungan arası extra bir gün kalma dışında başka tavsiyeniz varmı? Bu durumda bu rotayı veya benzerini 9 günde yapmamızı tavsiye edermisin?
Şimdiden çok teşekkür ederim.
Çok çok teşekkür ederiz.Umarım harika geçer rotanız. Norveç hala en güzel rotalarımızın ilk üçünde yer alır. Biz bir bavul dolusu konserve ve yiyecek götürdük. Bir bavul komple yiyecek doluydu. Bence problem olmaz. Pulpit ve Trolltunga arasına bir gün koyma en güzel yapılacak şey.Bunun dışında da yanınıza ihtiyacınız olmayan hiç bir şeyi almamanızı öneririm. Bol şans.Arka arkaya ikisini de yaparsanız bize fotoğraf paylaşırsanız çok mutlu oluruz sonradan.
Cevabınız için çok teşekkür ederim. Tabikide memnuniyetle paylaşırız.