Bir taşla iki kuş vurmak tabiri caizse bizim Miami seyahatimizi tam anlamıyla özetleyen cümle. Küba’ya seyahat için niyetlenip Amerika kıtasına kadar gitmişken bir de Miami’yi bonus olarak bu seyahate ekleyip hiç hesapta yokken bir yer daha görmenin mutluluğuyla döndük Miami’den. Senelerce Will Smith’in “Welcome to Miami” şarkısıyla coşan bünyelerimiz bu şarkıyı Miami’de dinlemeyi hak etmişti. Küba’dan bir saatlik uçuşla ulaştığımız Miami’de iki günde nereleri gezdik gördük, en çok nereleri sevdik gibi bilgileri de Miami Gezi Rehberi yazımızda derledik. Hareketli Miami sokaklarında gezmeye hazırsanız haydi başlayalım anlatmaya o zaman.
Küba gezisi maliyeti yazımızda Miami’ye gitmeye nasıl karar verdiğimizi anlatmıştık. Okumak için buraya tıklayabilirsiniz. Küba’ya gitmişken araya Miami eklemek uçak bileti anlamında bütçemize hiç ek bir uçuş maliyeti eklememişti ancak kafamızda deli sorular vardı çünkü daha önce Küba’dan Miami’ye geçen kimseyi duymamıştık. Araştırmalarımız sonrası Amerikan vatandaşları için bu yolun kapalı olduğunu ama bizler için hiç sorun teşkil etmediğini öğrendik. Nitekim de öyle oldu hiç problem yaşamadan Küba’dan çıkıp Miami’ye girebildik.
Yazıya geçmeden önce eğer bizi Instagram’da takip etmek isterseniz buraya, Youtube kanalımıza abone olmak isterseniz de buraya tıklayabilirsiniz.
Miami’ye ne zaman gidilir
Miami her mevsim sıcaklık ortalamasının 20 derecenin üzerinde kaldığı bir yer ama bu demek değil ki her mevsim ziyaret etmeye uygun bir hava var. En güzel zamanlarından birisi ilkbahar, yani bizim gittiğimiz aylar. Hava sıcaklığı Türkiye’deki Akdeniz sahilindeki sıcaklıklarda, yağmur yok ve en önemlisi kasırga mevsimi henüz başlamamış oluyor. Gündüz hava gezmek için ideal sıcaklıkta akşamları ise üzerinize bir şeyler almak isteyebileceğiniz tatta dersek daha doğru anlatmış oluruz.
Yaz mevsimindeyse kasırgalar ve yüksek nem oranlarından dolayı neredeyse her gün kısa süreli yağmurlar başlıyor. Ziyaret etmek için güzel aylardan birisi de kış ayları. Sıcaklıklar 20 derece civarlarında oluyor ve nem yağmur ikilisi peşinizi bu dönemde bırakmış oluyor.
Miami ulaşım
Miami’ye Türkiye’den 13 saat süren bir uçuşla direkt ulaşmak mümkün. Eğer Amerika’da özellikle New York taraflarındaysanız Miami’ye üç saatlik bir uçuşla ulaşabilirsiniz. Ya da bizim yaptığımız gibi Küba’dan Miami’ye bir saatlik uçuşla geçebilirsiniz. Keskin bir geçiş olacağı konusunda baştan uyarmakta fayda var. Sonuçta bir anlamda kendinizi sosyalizmin kucağından kapitalizmin göbeğine fırlatıyorsunuz.
Peki Miami havalimanından merkeze ulaşım nasıl? En ucuz ve bizim de kullandığımız yöntem belediye otobüsüne binmek. 150 numaralı otobüs sizi Miami’de merkeze South beach bölgesine götürüyor ve ücreti 2,25 usd. Yaklaşık 40 dakikada sizi havalimanına ya da merkeze ulaştrıyor. Hatta dönüş yolunda hostelimizden çıkıp 10 adım atınca bizi havalimanına götürecek otobüse ulaşmak büyük kolaylık sağladı.
Diğer bir otobüs seçeneği Jet Set ama ilk opsiyona nazaran daha pahalı bir opsiyon tek yön 20 usd civarında tutuyor.
Bir diğer opsiyon da tabi ki Uber. Biz Miami’ye indiğimizde saat çok geç olduğu için belediye otobüs saatleri bize uymuyordu o yüzden havalimanından merkeze Uber ile 20 usd’a geldik. Uber’i gün içinde de ulaşım amaçlı kullanabilirsiniz. Sıcak havada otobüs ve toplu taşıma kullanmaya üşenirseniz bizim yaptığımız gibi Uber pool seçeneğini deneyebilirsiniz. Uber pool’u bilmeyenler için kısaca bildiğimiz Uber’in paylaşımlısı diyebiliriz. Yani dolmuş mantığında sizden önce ya da sizden sonra arabada başkaları da oluyor ve gideceğiniz yere en optimum şekilde sürücü sizi bıraka bıraka gidiyor. Tabi ki standart Uber’e göre çok daha avantajlı.
Eğer cebimden hiç para çıkmadan ayaklarım yerden kesilsin derseniz size güzel bir haberimiz var. South beach bölgesinde dolaşan ücretsiz bir otobüs var. Saatler oldukça sık, direk Ocean Drive’dan geçmese de hemen paralelindeki Washington caddesinden geçiyor.
Ayaklarım yerden kesilsin ama şöyle biraz da havam olsun diyorsanız araba kiralamak Amerika’da her zaman güzel bir opsiyon çünkü üstü açık Mustang Camaro gibi arabaları Türkiye’de kiralayamayacağınız fiyatlara orada kiralayabilirsiniz. Erkekleri Amerika’ya gitmeye ikna etmek için çok güzel bir yol.
Miami konaklama
Geldik en kritik konuya. Biz Küba gidiş Miami dönüş biletlerini almadan önce hızlıca Miami’deki otel fiyatlarını kontrol ettik. Genelde uçak bileti alma adımı seyahati planlarken bizim için son adımlardan oluyor, hatta şuradaki yazımızda seyahatlerimizi nasıl planladığımızı anlatmıştık. Ancak Miami otellerini biraz üstün körü kontrol etmiş olacağız ki sıra otel ayarlamaya gelince bize hostelden bir sonraki uygun opsiyon iki gecelik 2000 TL gibi bir fiyat çıkarıyordu. Sonuçta burası bizim için bonus bir seyahatti ve uyguna bu işi halletmeliydik. Zaten iki gün kalıyoruz diyerek gözümüzü karartıp hayatımızda ilk defa hostelde kaldık. Kaldığımız hostel SoBe Hostel&Bar’dı. Yeri o kadar merkeziydi ki gözümüzü karartıp paylaşımlı odalarda bile kaldık. Ne yazık ki çift kişilik opsiyon bulamamıştık bizim baktığımız dönemlerde o yüzden dört kişilik odalarda kaldık. Sobe Hostel’e iki gece için toplamda 550 TL/94 USD ödedik. Miami’de otel araştırması yaptıysanız ödediğimiz ücretin ne kadar uygun olduğunu anlayacaksınız.
Miami oldukça büyük bir yer, otel bakarken merkezi konumda kalmak istiyorsanız mutlaka haritaya bakınca ada mı yarımada mı olduğuna karar veremeyeceğiniz Miami beach bölgesini seçin. Hatta Miami Beach bile başlı başına büyük olduğu için siz mümkün mertebe South beach’de 5 ile 15. Cadde arasında kalmaya çalışın.
Miami kaç günde gezilir
Bizce Miami’yi gezmek için iki gün yeterli olur. Biz iki tam günde görmek istediğimiz her yeri gezdik gördük. Eğer üç gününüz varsa timsahları görebileceğiniz Everglades Park’a da gidebilirsiniz. Eğer dört gün ve üzerinde zamanınız varsa da muhtemelen Miami beach’deki okyanusa girip serinlemek istiyorsunuzdur. Biz okyanus tarzı denizleri ve güneşlenmeyi sevmediğimiz için pas geçtik ve şehri keşfettik.
Miami Gezilecek Yerler
Ocean Drive
Miami’nin kalbi burası. Muhtemelen zamanınızın büyük kısmını burada geçireceksiniz. Ocean Drive uzunca bir cadde. Bir tarafta cafeler, restoranlar, oteller,diğer tarafta kumsal ve okyanus var. Tam bu noktada ilkokul matematik dersine bir geçiş yapıp bölgeyi daha kolay anlatmaya çalışalım. Kumsalın ve denizin olduğu Miami beach paralel Lummus park o da paralel Ocean Drive. Yani bu noktada ister Ocean Drive’dan yürüyün, isterseniz insanların kaykay yaptığı, paten sürdüğü, bisiklete bindiği ve voleybol oynadığı Lummus Park’tan yürüyün isterseniz de kumlara basa basa okyanus manzarası izleyerek yürüyün. Hatta üçünü birden neden yapmayasanız? Biz Ocean Drive’dan yürüyüp geri dönüşte Lummus Park’ın içinden geçip aralarda da South beach’e uğramıştık.
Burada denize girmek isteyenler için ufak bir not beşinci ve sanıyorum onuncu cadde civarında yani belirli aralıklarla wc ve giyinme soyunma kabinleri bulunuyor. Duş imkanı ise daha sık olarak yine tüm sahil boyunca mevcut. Hatta sahilde şezlong şemsiye kiralayabileceğiniz yerler de var.
Muhtemelen Miami fotoğraflarına bakarken Miami kumsalındaki rengarenk cankurtaran kabinlerini görmüşsünüzdür. Sahil boyunca ara ara bu cankurtaranlardan hep var ama en güzeli için size tam lokasyon veriyorum. Yedinci ile sekizinci cadde arasında kalan Starlite hotelin tam karşısındaki cankurtaran kabini en fotojenik kabin.
Ocean Drive’ın en hareketli noktaları 5. Cadde ile 15. Caddenin arasında kalan bölge oluyor. Gündüz gezdiğiniz bölgeleri bir de gece gezerseniz Miami’de yapılacak en önemli şeye tik atmış olursunuz. Ocean Drive hem gündüz hem de gece çok güzel. Gündüz nazaran daha sakin olan sokaklar akşamla beraber bir anda yerini şıkır şıkır giyinmiş bayanlara, pahalı arabalarını bağırtarak geçen gençlere bırakıyor. Mekanlara oturmak bir miktar el yaksa da gece bu caddede bir şeyler yiyip içmeyecek bile olsanız baştan sona mutlaka yürüyün deriz. Yol boyunca herkeste koskoca bir margarita bardağında renkli kokteyller görüp heves ettik ama bir şeyler içme girişimimiz bir kokteylin 35 usd olduğunu görünce başlamadan son buldu.
Ve tabi ki bir de sokağa taşan eğlence mekanlarının çoşkusu ve müziği var. Bir yandan caddede hayatınızda göreceğiniz en pahalı arabalar ve içinde bangır bangır müzik dinleyenler bir yanda caddede yürüyen güzel ve şık bayanlar bir tarafta da eğlence mekanlarında coşanlar insan nereye bakacağını şaşırıyor. Özellikle Küba’da 1950 model arabalardan sonra buradaki son model arabalar ve zengin ortam yani yaşadığımız zıtlık bizi bir miktar sudan çıkmış balığa çevirdi desek yeridir.
Ocean Drive’da yürürken Scarface’in hayranlarının filmden hatırlayacağı ev basma sahnesinin çekildiği Starlite otel civarlarına da şöyle bir bakmayı unutmayın. Biraz daha ilerleyip 11.caddeyi geçince Villa Casa Casuarina ise Versace’nin eviymiş, dışardan bakmakla yetindik.
Espanola Yolu
Espanola Yolu Ocean Drive’ı dikine kesen restoranların cafelerin olduğu bir cadde. 14 ile 15. Cadde arasında kalan yoldan girerseniz doğruca bu noktaya çıkabiliyorsunuz. Yürümek için tatlı küçük bir cadde. Biz gün ortası uğramıştık her yer dolup taşmıyordu, muhtemelen akşamları daha hareketli oluyordur.
Lincoln Yolu
Espanola Yolu’na paralel bir cadde yani Ocean Drive’ı yine paralel kesen bir cadde burası da. 16 ile 17. Caddeler arasında kalıyor Lincoln Yolu. Burası oldukça hareketli, araç trafiğine kapalı bir alışveriş caddesi. Apple Store’a uğramak isterseniz bu cadde üzerinde bir tane var. Hatta bizim gibi annelere babalara Amerika’ya gitmişken Türkiye’ye göre kura rağmen hala daha uyguna gelen vitaminlerden almak isterseniz bu cadde üzerinde bir GNC var.
Genel olarak sağlı sollu mağazalar ve restoranlardan oluşan bir cadde. Biz hakkımızı bu caddedeki Shake Shack’dan yana kullandık. Küba’dan sonra hamburger çok iyi geldi doğrusu.
Eskiden Amerika’ya gidince Marshalls ve Ross gibi ünlü markaları çok uyguna bulabileceğiniz zincir mağazalara uğramak bir gelenekti. Biz üç sene önce Marshalls, TJ Maxx ve Ross üçlüsünden çıkmıyorduk ama bu sefer kurla beraber bu mağazaların bizim için biraz cazibesi gitmiş. Ama yine de Türk geleneğine uyduk bir adet kabin boy Samsonite bavulumuzu almadan dönmedik. Sanıyorum alınacak en mantıklı şeylerden birisi Türkiye’de çok yüksek fiyata satılan Samsonite bavulları buradan almak. Eğer uğramak isterseniz Lincoln caddesi civarında Ross ve Marshalls var.
Bayside Marketplace
Miami’de Ocean Drive’dan sonra en sevdiğimiz yer oldu. Miami’nin hem gündüz cıvıl cıvıl olan hem de akşamları cıvıl cıvıl olan liman bölgesi. Ortasında mini bir konser alanı, açık havada yemek yeme alanları, alışveriş yapabileceğiniz mağazalar, sokak sanatı yapanlar vb oldukça hareketli bir bölge. Yemek yemek isterseniz Five Guys, Bubba Gump, Hard Rock cafe gibi bir çok ünlü restoran zincirinin de şubesi burada bulunuyor.
Hatta günübirlik Bahamalar’ı görüp döneyim derseniz de buradaki limandan kalkan turlar var. Eğer adrenalinle aranız iyiyse roller coaster tadında bir botla Miami denizinde eğlenceli bir tur atabilirsiniz.
Eğer Miami’de ik üç akşamınız varsa Ocean Drive’ı akşam gördükten sonra bir de buraya uğrayabilirsiniz.
Wynwood Walls
Wynwood Miami’de sokaklarında en ünlü sokak sanatçıların murallarının olduğu bir bölge, oldukça turistik. Miami Beach bölgesinden anakaraya gitmeniz gerekiyor. Hatta ücretsiz gezebildiğiniz bir galeri ve açık havada onlarca muraldan oluşan bir bölgesi var. Doğruyu söylemek gerekirse gitmeden o kadar kalabalık olabileceğini düşünmemiştim çünkü Wynwood civarlarında başka yapacak bir şey yok yani o bölgeye sadece o muralları görmeye gidiyorsunuz ama beklediğimden çok daha kalabalıktı. Biz hostelimizin olduğu yerden iki kişi yaklaşık 8 dolara Uber ile Wynwood’a ulaştık.
Little Havana
Miami Küba’nın kapı komşusu desek yeridir, arada sadece deniz var. Hatta geçmişte Fidel’in devriminden sonra kaçan Küba’lılar Miami’ye sığınmış. O yüzden gezerken her yerde İspanyolca konuşan insanlar ve hatta tabelalar görüyorsunuz. İşte Miami’de hatrı sayılır bir Küba topluluğu oluşunca Little Havana adında şimdilerde turistik muhtemelen Küba’lıların yaşadığı bir bölge oluşmuş. Biz Küba’dan yeni geldiğimiz için çok anlamlı gelmedi gitmek ama eğer Küba’yı görmemiş olsaydım kesinlikle uğramak isterdim.
Everglades Park
Biz deneyimlemedik ancak tekne ile açılıp timsahları görebileceğiniz kocaman bir park Everglades. Tur fiyatları bize biraz yüksek geldi, çok da zamanımız olmadığı için pas geçtik. Eğer ilginizi çekiyorsa bir araştırın deriz.
Key West
Amerika’nın en güney ucuna gitmek gibi bir hayaliniz varsa yolunuzu Key West’e düşürmek isteyebilirsiniz. Key West küçük şirin bir Amerikan kasabası olarak geçiyor. Miami’den 3,5 saatlik bir araba yolculuğu ile ulaşabilirsiniz. Miami’ye gelmişken buraya uğramak popüler bir tur olduğu için bir çok yerde Key West’e giden turlar bulabiliyorsunuz. Bizim hostelimizde bile günübirlik turlar vardı.
Araba ile giderken iki tarafınızda deniz manzaraları size eşlik ediyor. Şürüş keyfi yüksek bir yol olmalı ama bizim hem ayıracak zamanımız olmadığı hem de çok ilgimizi çekmediği için uğramadık ama altımızda arabamız ve biraz zamanımız olsaydı uğrayabilirdik.
Özetle biz Miami’yi Küba seyahatine ekleyip gördüğümüz için çok mutluyuz. Amerika’ya sadece Miami için gitmek ister miydik? Sanmıyorum. 2016’da üç haftalık Amerika seyahatini planlarken Miami’yi plana dahil etmemekle doğru kararı vermişiz ama siz de bizim gibi Küba dönüşü yolunuzu düşürmek isterseniz ya da Orlanda ve eğlence parkları ile Miami’yi birleştirmek isterseniz güzel bir seyahat olur. Gitmeden bilemezsiniz. Kim bilir belki de siz çok seversiniz.
Sonraki yazılarda görüşmek dileğiyle. Sağlıcakla kalın!