Londra kocaman bir metropol. Gezilecek yerleri o kadar çok ki bu şehirde en önemli şey iyi bir planlama yapmak. Dünyanın hem en pahalı ülkelerinden birinde hem de en değerli para birimlerinden birisine karşı geziyor olmak iyi bir planlama gerektirir o yüzden sizlerle ulaşıma dair tüm detayları Londra Ulaşım rehberi altında derledik. Buyrun efendim, pounda karşı savaşımız başlasın. Okumadan Londra’ya giderseniz hem yürümekten ayak tabanlarınız hem de pahalılıktan cüzdanınız delinir bizden söylemesi.
Bizi instagramdan takip etmek isterseniz buraya, Youtube kanalımıza abone olmak isterseniz buraya tıklayabilirsiniz.
Londra’ya ucuz uçak bileti
Öncelikle size fikir vermesi için Londra’ya biz hangi firmayla uçtuk onun bilgisini verelim. Geçen sene Kopenhag’a giderken de kullandığımız Ukrayna havayolları ile Kiev aktarmalı olarak uçtuk. Londra’ya genelde uçuşlar çok pahalı olmuyor. Pegasus’tan kampanyalı ya da THY’den biletler ilk satışa çıktığında kontrol ederseniz uygun fiyata bulabilirsiniz. Bir de kış ayları muhtemelen düşük sezon olacağından daha uyguna bulunuyor. Biz gidiş dönüş kişi başı 190 USD’a aldık. Tabi ki fiyatın yüksek olmasında bayram döneminin olması da bir etken.
Şimdi kendimizi Londra’da herhangi bir havalimanına attıysak gelelim havalimanından şehre ulaşmaya. Burada Türkiye’den gidenler için üç tane opsiyon var. En çok kullanılan ve şehre en yakın olan Heathrow, güneydeki kardeşi Gatwick ve kuzeydeki kardeşi Stansted.
Heathrow havalimanından Londra merkeze ulaşım
Londra merkeze 25 km uzaklıktaki Heathrow merkeze en kolay ulaşılacak havaalanı. Merkeze ulaşmak için tren kullanmak isterseniz Heathrow express ve TFL Rail seçeneklerini kullanabilirsiniz. Express için fiyatlar 22-25 pound aralığında değişiyor. Maksimum yarım saatte merkezde oluyorsunuz. TFL Rail ile de yine yarım saat civarında şehirde oluyorsunuz. Temassız kredi kartınız ve oyster kardınızla ödeme yapabiliyorsunuz. Oyster carda daha sonra değineceğiz şimdilik cepte dursun bu bilgi.
Bir diğer ve bence en mantıklı opsiyon buraya giden metroyu kullanmak. Gül gibi havalimanına giden metro var, kullanınız. Fiyatı 6 gbp civarında. Yolculuk 45 dakika civarında sürüyor. Otobüs seçeneği de mevcut ancak bence metronun gittiği bir havalimanı için çok gereksiz çünkü fiyatlar da metro seçeneğinden daha uygun değil, 9 pound civarında oluyor. Metro seçeneği yoğunluğa göre süresi uzayabilse de fiyat avantajı olarak mantıklı bir seçenek.
Gatwick havalimanından Londra merkeze ulaşım
Gatwick Express, Thames link ve Southern tren hatları ve otobüs seçenekleri ile şehre ulaşmak mümkün. Biz Thames link’i kullandık ve 50 dakikada havalimanına ulaştık. Çok da rahat oldu. Merkeze giderken 12 gbp dönerken de 9 gbp verdik. Fiyatlar neden farklı derseniz rush hour yani mesai saatlerine denk gelen zaman diliminde seyahat ederseniz biraz daha fazla ücret ödüyorsunuz.
Southern tren fiyatları yaklaşık 13-20 gbp bandında iken express trende 20-35 gbp’lere kadar çıkıyor. Bir de otobüs seçeneği var ki ThamesLink ile arasında ciddi bir fiyat farkı olmadığı ve 1,5 saate kadar ulaşım süresi olacağı için biz tercih etmedik.
Stansted havalimanından Londra merkeze ulaşım
Tren için Stansted express ve Greater Anglia seçenekleri mevcut. Fiyatlar express tren için 20-35 pound aralığındayken Greater Anglia treniyle 16 pound civarında seyahat edebilirsiniz. Trenle şehre 45 dakikada ulaşılıyor ancak otobüs-tren arasında fiyat farkının otobüs seçeneğine değeceği bir havalimanı Stansted.
National Express otobüsüyle 1,5-2 saat aralığında 11-13 pound aralığında seyahat edebilirsiniz. Eğer zaman kıstınız yoksa mantıklı bir seçim olabilir ancak Londra gibi büyük metropoller için trafik yoğunluğunu her zaman hesaba katmak gerek.
Londra içinde ulaşım
Kendimizi merkeze attıysak geldik en beyin yakan konuya. Gitmeden Londra’yı araştırırken bu konuya ihtiyacınıza ve Londra’da geçireceğiniz zamana göre biraz mesai harcamanız gerekiyor. Londra içi ulaşımda seçenekler oldukça fazla ama en mantıklı seçeneği size anlatalım.Öncelikle Oyster kard ile başlayalım. Oyster kart nedir, Oyster kart nasıl kullanılır, Oyster kart almak mantıklı mı gibi sorulara yanıt bulalım önce.
Oyster aslında çalışma mekanizması olarak İstanbulkart gibi. Kartı alırken teslim ederken geri alabildiğiniz bir depozito ödüyorsunuz. İçine istediğiniz kadar para yüklüyorsunuz. Zaten Londra’da yaşayanlar da bu kartı kullanıyor. İki tür Oyster kart var.
Visitor Oyster Kart
Çalışma ve ücretler olarak normal Oyster kart ile aynı. Sadece belirli zincir restoranlarda discount/indirim uyguluyor. Onun dışında bindiğiniz metrolarda fiyat avantajı yok. Ben bu opsiyon üzerinde çok fazla durmadım açıkcası. Bizim için dezavantajlardan birisi de ilerde anlatacağımız haftalık seyahat kartlarının Visitor Oyster karta yüklenemiyor olması.
Oyster Kart
Oyster kartın Londoner’ların da kullandığı normal versiyonu. Gidenlerin en çok tercih ettiği seçenekler arasında. Neredeyse bir çok metro istasyonundan alabiliyorsunuz. Oyster kart alırken 5 pound gibi bir depozito ödüyorsunuz. Sonra içine bir miktar para yükleyip siz harcadıkça içindeki bakiye düşüyor.
Kartı metroya girerken okutuyorsunuz kapılar açılıyor sonra indiğiniz durakta da yine kartınızı okutup kapıyı açıp metrodan çıkmanız gerekiyor. Yani kuzey Avrupa ülkelerindeki gibi bilet almasan bile metroya girebilme olayının önüne geçmişler burada. Metroya girişlerde ve çıkışlarda mutlaka her istasyonda görevliler oluyor. Hatta bizim aldığımız haftalık kağıt kartlardan bir tanesinin manyetiği bozuk olduğu için kapıları açmıyordu ve her seferinde görevliler bazen kartı kontrol edip bazen de hiç kontrol etmeden açıyorlardı.
Yani aynı İstanbulkart mantığında çalışıyor. Ama burada güzel bir fark var o da şu ki günlük sizden kesilecek maksimum bir limit var.Yani tek yöne 2,4 pound tutan bir metroya günde iki kez binerseniz o gün sizden 4,8 pound kesiliyor. Ancak 4 defa metroya binerseniz 9,6 pound kesilmiyor da günlük maksimum limit olan 7 pound kesiliyor. Tabi bu söylediğim fiyatlar Zone 1-2 olan en turistik bölgeler için geçerli. Muhtemelen Zone 2 dışına çıkmazsınız zaten ama yine de aklınızda bulunsun.
Oyster kartı hem metroda hem de otobüslerde kullanabiliyorsunuz. Otobüsler tek yön 1,5 pound tutuyor. Londra sokaklarının güzelliğinde kendinizi kaybedip bakiyeniz sıfırken metroya giriş yaparsanız kartın bakiyesi eksiye düşüyor. İçerde depozitonuz olduğu için bir miktar eksiye düşmeye izin veriyor. Sonra zaten para yüklerseniz otomatik bakiyeniz yükseliyor.
Paper Ticket/Günlük Kağıt bilet
Sakın ola ki bu günlük kağıt biletlerden satın almayın. Yani neden bir opsiyon olarak var anlamış değilim. En pahalı yöntemlerden birisi. Günlük kağıt biletinizle limitsiz geziyorsunuz ve 12,3 pound ödüyorsunuz ama zaten Oyster’da aynı hizmeti çok daha uyguna alabiliyorken çok gereksiz bir opsiyon. Yani bir günlüğüne bile Londra’ya gitseniz aman canım kim kartın depozitosu ile uğraşacak deseniz bile bu yöntemi tercih etmeyin. Bir sonraki başlıkta anlatacağım yöntemi tercih edebilirsiniz, yani temassız kart seçeneğini.
Temassız kredi kartı
Evet doğru duydunuz. Aynen Oyster kart mantığında çalışan temassız kredi kartınızla her yerde ödeme yapabilirsiniz. Hem de Oyster ile ücretlendirme birebir aynı. Günlük maksimum limit seçeneği yine temassız kredi kartı opsiyonunda da var. Tek kafa karıştıran konu bankanın poundu kurdan çevirirken nasıl bir kur kullanacağı konusu. Açıkcası ben emin olamadığım için bu yöntemi tercih etmedim.
Temassız kredi kartında bir de haftalık maksimum limit özelliği var ki o da şöyle çalışıyor Pazartesiden pazara eğer tüm günler günlük limit olan 7 poundu aşarsan 5. Günün sonunda senden 35 poundu kesiyor ve 6. Gün artık para kesmiyor. Yani pazartesiden başlayarak 6 gün oradaysanız 6 gün* 7 pound= 42 pound ödemek yerine 35 pound ödüyorsunuz. Peki dezavantajı nedir bunun derseniz pazartesiden başlaması olduğunu söyleyebilirim. Aynı haftalık limit olayı Oyster kardda da var ve sizin başlattığınız günden başlıyor. Yani çarşambadan salıya kadar haftalık limitiniz geçerli oluyor.
Peki biz hangi yöntemi tercih ettik ve Londra’da ulaşım ile ilgili tavsiyeler ve en iyi tercih edilecek yöntemler neler olur derseniz bir diğer seçenek ile devam edeyim.
Haftalık seyahat kartı
1 week travelcard olarak otomatlardan seçebilirsiniz. Bu karta baştan 35 pound ödüyorsunuz ve bir hafta boyunca sınırsız olarak Zone1-2 arasında metro ve otobüslere binebiliyorsunuz. Biz otobüs ve metro dışında bir ulaşım aracı kullanmadık ve de ihtiyaç duymadık açıkcası.
Ödeme yaptıktan sonra size aynı paper ticket gibi kağıt bir bilet basılıyor makineden yani 1 haftalık geçerli 35 pounda değerinde kağıt bir biletiniz oluyor. Sakın ola kaybetmeyin, üzülürsünüz! Ben telefon kılıfının arkasına koyuyordum böylece sürekli çantadan cüzdandan çıkarıp geri koymakla uğraşmıyordum.
Gitmeden haftalık kartın Oyster karta yüklenmesi gerektiğini okumuştuk ama biz Oyster karda hiç bulaşmadan aynı ücrete kağıda basılmış haftalık kart alabildik.
Londra’da bisiklet kiralama
Günde sadece 2 pound ödeyerek Londra’da dolaşabileceğiniz bir sistem yaratmışlar. Nasıl olacak bu iş derseniz okumaya devam.
Bu opsiyonu Londra’nın tamamını gezmeniz için önermesem de belirli yerleri gezerken tercih edebilirsiniz. Şehirde neredeyse her yerde gördüğümüz bisiklet kiralama markası Santander idi. Şehir içinde trafik soldan aktığı için insan karşıdan karşıya geçerken bile ölüm tehlikesi atlatıyor bir de aktif olarak şehir içinde bisiklete binmek bence tatilde gereksiz bir stres yaratır.
Ama bir yer var ki en keyifli yerlerden birisi bisiklet kiralamak için. Tabi ki şehrin en büyük parkı Hyde Park. Hem içinde kiralanacak yerler olması hem de parkın büyük olması sebebiyle tercih edilebilir.
Önce sistemi adım adım anlatalım.
Öncelikle Santander uygulamasını indirin, çünkü burada size en yakın lokasyondaki bisikletleri park edebileceğiniz/kiralayabileceğiniz yerleri görebileceksiniz.
Sonra kredi kartı ya da bankamatik kartıyla bisiklet kiralayacağınız yerdeki otomatik makinelerden 2 pound ödeyerek bisikletlere 24 saatlik erişim sağlayacağınız sisteme kaydolun. Nakit kabul edilmiyor.
Ödeme sonrası makine size bir kağıt basıp veriyor ve bu kağıtta bisikletin kilidini açmak için kod bulunuyor. Kodu girip bisikletinizi dock’dan yani kitli olduğu yerden çıkarın.
Bu işlemler tamamsa 30 dakikalık ücretsiz bisiklet yolculuğunuzun keyfini çıkarın. Peki sonrası, sonrası ücretsiz mi diye meraklardasınızdır. Londra’dasınız burada her şey çok pahalı unutmayın. Sonraki her yarım saat için 2 pound ödüyorsunuz.
Peki her yarım saate 2 pound vererek bisiklete bineceksek akşama kadar üstüne bir de üstüne böbreği verip bisikleti öyle mi teslim edeceksiniz? Hayır tabi ki yazının başında bahsetmiştim. Tüm gün 2 pounda bisiklete erişim ancak yarım saat dolmadan herhangi bir dock’da bisikleti bırakıp başka bir tane alarak mümkün oluyor. Yani ilk yarım saat zaten ücretsizdi. Yarım saat dolmadan bisikleti dock’a kitlediniz sonra etrafta biraz gezindiniz, bir başka dock’dan kodunuzla bir bisiklet daha aldınız yarım saat başka bir yere gidip yine orada da bisikleti bırakarak tüm gün takılabilirsiniz. Böylece her yarım saatte bir bisikleti al/bırak yaparak 2 pounda tüm gün takılabilirsiniz.
Son bir tavsiye de yine Londra’da Oyster ya da travelcard sisteminin içinde kalarak ücretsiz yapılabilecek güzel bir aktivite ile ilgili. Çift katlı otobüslerin üst katı. Londra’da gezerken sıkça metro kullanmak gerekiyor ama bazen de yerinaltına inip oradan gitmek yerine etrafı izleyerek gidebileceğiniz bir anlamda city sightseeing bus tecrübesi edineceğiniz bu opsiyon olsun. Üst katta en öndeki koltuklar da şaşılacak derecede boş olabiliyor. Özellikle Oxford Street ve Piccadily civarlarından binerseniz hem dinlenmiş hem de etrafı görmüş olursunuz.
Son olarak da gitmeden belki Londra’da çok gelişmiş bir toplu taşıma ağı olduğunu duyup bir miktar karışık olduğunu okumuşsunuzdur. Gözünüz korkmasın bir kaç kullanımdan sonra insan hemen alışıyor. Size vereceğim iki güzel aplikasyon önerisi ile sırtınız yere gelmez. Gitmeden mutlaka Tube map ve Citymapper uygulamalarını indirin. Zorlanacak gibi olduğunuzda uygulamada bulunduğunuz yerden gideceğiniz yeri seçtiğinizde size hangi istasyona ne kadar yürüyüp hangi hatta binmeniz gerektiğini söylüyor. Metro haritasından faydalanmak için bile çok başarılı bir uygulama.
Söz konusu yazı Londra ulaşım rehberi olunca metro hatta İngilizlerin deyimiyle Tube’de sıkça duyacağınız bir sözle yazımızı bitirelim.
“Mind the gap” efenim.