İnsana Almanya’da böyle romantik yerler mi varmış dedirten şehir Heidelberg’e biz tam anlamıyla ba-yıl-dık. Almanya’daki meşhur romantik yolu duymuşsunuzdur. Üzerinde onlarca tatlı köy kasabaya ev sahipliği yapan, kaleli şatolu ünlü bir rota. İşte Heidelberg, Romantik Yol’un üzerinde olmasa da eğer zaman varsa Romantik yol’daki rotadan hafifçe çıkmak suretiyle kesinlikle uğramanız gereken bir şehir. Neden mi? Cevabı Heidelberg gezi rehberi’nde beraberce bulalım. Haydi başlayalım o zaman.
Bir kere burası Almanya’nın öğrenci şehirlerinden o yüzden caddeleri sokakları canlı hareketli en sevdiğimiz…Ortasından bir nehir geçiyor. Toprak tonlarında şehre ambiyans katan güzel bir kalesi ve onunla aynı tonlarda bir köprüsü var. Hem kaleden manzara hem de şehirdeki bir kaç noktadan kaleyi izlemek tam bir görsel şölen. Sizi yormayan bir şehir neredeyse yürüyerek her yere ulaşabiliyorsunuz. Dünyanın en büyük şarap fıçısı Heidelberg’de. Dünyada kaç yerde bir öğrenci hapishanesi gezmek nasip olur ki. Ee bir şehir sizin için daha ne yapsın? Haydi Heidelberg gezi planları yapılsın.
Almanya’da Romantik yol rotasını planlamak isterseniz en güzel duraklardan Rothenburg ob der Tauber yazısı için buraya, Almanya’nın bu yol üzerindeki Walt Disney’e ilham olan en güzel şatosu Neuschwanstein Şatosu için buraya, Romantik yol üstünde olmasa da yine muhteşemli Eltz şatosu yazısı için de buraya tıklayabilirsiniz. Evet Almanya’yı seviyoruz. 🙂
Bu arada bizi yazılardaki fotoğraflardan daha fazlası şuradaki Instagram hesabımızda, takip etmek isterseniz bekleriz. Bir de Youtube kanalımız var, onun da linkini buraya bıraktık. Abone olursanız bizi hep motive hem de mutlu etmiş olursunuz.
Heidelberg’e ne zaman gidilir, Heidelberg’e kaç gün ayırmak gerek?
Mevsim olarak belirli bir zaman önceliği olmayan bir şehir Heidelberg. Canınız ne zaman isterse gezebilirsiniz. Biz Nisan ayında gittik, sıcaklık oldukça iyiydi, gündüz tshirtlerle akşam üzerimize hırka ile gezdik. Almanya’nın bu taraflarında hava sanki biraz daha ılıman.
Gün olarak da bizce tam bir gününüz varsa Heidelberg’in hakkını verirsiniz. İki günden fazlası sıkar.
Heidelberg’e nasıl gidilir, Heidelberg Ulaşım
Heidelberg’e ulaşmak için kullanabileceğiniz en yakın havalimanlarından bir tanesi Frankfurt diğeri Stuttgart. Biz Frankfurt’a uçup oradan kiraladığımız arabayla buradaki yazıda anlattığımız Eltz Kalesi, Moselle Vadisi ve daha sonra Heidelberg turunu yaptık. Özellikle 23 nisan, 29 ekim gibi üç dört günlük tatiller için harika bir rota oldu bizce. Siz de aynı rotayı yapıştırabilirsiniz. Yurtdışında araba kiralamadıysanız işin inceliklerini öğrenebileceğiniz buradaki yazımıza bekleriz.
Araba kiralamak bu tarafları gezerken yapılacak en mantıklı şey de olsa Frankfurt havalimanından buraya otobüs ve tren seçenekleri de mevcut. Tren ücretleri yaklaşık 20-35 euro bandındayken otobüsler 5-8 euro bandında. Eğer otobüs seçeneğini kullanacaksanız Flixbus’ın 108, N110 ve N14 numaralı otobüslerini kullanabilirsiniz.
Stuttgart’dan gelmek isterseniz de yine Flixbus kullanabilirsiniz. İki saatlik bir yolculukla Heidelberg’e ulaşabilirsiniz. Otobüs ücretleri 6-11 euro civarlarında tutuyor. Tren opsiyonu 26-55 euro civarlarında tuttuğu için ben olsam hakkımı otobüsten yana kullanırdım.
Arabayla gezerken de Romantik yol üzerindeki kasabalardan en güzeli olan Rothenburg ob der Tauber’e 166 km uzaklıkta. Yani Rothenburg’a kadar gitmişken Heidelberg’i de ekleyebilirsiniz listeye. Kurabiyeden bozma şehir Rothenburg gezi rehberini okumak için buraya tıklayabilirsiniz.
Heidelberg’de konaklama
Heidelberg’de arabasız olacaksanız eski şehir merkezinde kalmak daha mantıklı olabilir. Bizde araba olduğu için Hotel Central’da konakladık. Genel olarak oldukça memnun kaldık. Eğer Heidelberg’e haftasonu kaçamağı yapıp civar yerlerden gelmiyorsanız muhtemelen arabanız olacaktır. Otoparkı olan bir otel işinizi görecektir. Eğer uzakta kalıp merkeze yani old town bölgesine arabayla gelecek olursanız buradaki linke sizin için arabanızı bırakabileceğiniz bir otopark linki bıraktık.
Heidelberg Gezilecek Yerler
Heildelberg Kalesi
Heybetiyle şehir içinde gezerken yeşiller arasındaki toprak rengiyle de gece ışıklı görüntüsüyle de kendisini gezerken kaleden izlenen şehir manzarasıyla da sizi büyüleyen bir kale. Heidelberg kalesi resmen şehre imzasını çakmış. Kaleye çıkmak için özel aracınızı ya da füniküleri kullanabilirsiniz. Biz iki yöntemi de denedik. İlk gün kaleyi gezebilecek bir saatte Heidelberg’e varmadığımız için bilet almadan kaleden şehir manzarası izlemekle yetindik. Kaleye kadar özel aracımızla gidip park ettikten sonra kalenin ücretsiz de girilebilen terasından manzarayı izledik.
Sonraki gün de içini gezmek istediğimiz için kişi başı 8 euro ödeyerek biletimizi aldık. Kaleye gelirken yine özel aracımızla geldiğimiz için normalde kale içine giriş + füniküler olarak kombo şekilde satılan bilet değil de sadece kaleye giriş bileti almak istedim ancak ayrı satılmıyordu.
Biz de nasılsa biletin içinde füniküler var diyip kaleyi gezdikten sonra atladık fünikülere. Aşağıya doğru gitmesini beklerlen bir anda yukarı doğru çıkmaya başladık. İyi ki de öyle olmuş çünkü manzara yukarı çıktıkça güzelleşti. Eğer kaledeki duraktan bindiğimiz füniküler direk aşağı inseydi tüpün içinden geçeceğimiz için hiç manzara göremeyecektik.
Bu arada sizi kaleye çıkaran fünikülere bineceğiniz yer oldukça merkezi, yerini ZwingerstraBe üzerinde bulabilirsiniz. İndikten sonra biraz yürüyünce de araç trafiğine kapalı meşhur HauptstraBe caddesine gelmiş oluyorsunuz.
Kalenin içinde gezmeye değer mi derseniz kesinlikle görmenizi öneririz. Biletle beraber hem Alman Eczacılık müzesine hem de dünyanın en büyük fıçısının olduğu bir mahzene girebiliyorsunuz. En büyük fıçı girince ilk gördüğünüz fıçı değil, basamaklardan inince sizi devasa başka bir fıçı karşılayacak. Eski zamanlarda nasıl ayık geziyorlarmış hayret doğrusu.
Kalenin içi aslında oldukça büyük, şehrin manzarasını izleyebileceğiniz bir kaç teras yapmışlar. Bahçesinde yürümek de çok keyifli. Heidelberg kalesini gezmek için yaklaşık 2-3 saat ayırmak yerinde olur.
HauptstraBe
Burası araç trafiğine kapalı 1,5 km uzunluğuyla Avrupa’nın en uzun yaya caddesiymiş. Sağlı sollu mağaza, cafe, restoranlardan oluşan oldukça kalabalık bir cadde. Kaleyi gezdikten sonra bu cadde üzerinde yürüyüş yapabilirsiniz. Biz sabahın ilk saatlerinde kahvaltı için geldiğimizde biraz boştu ancak sonradan kalabalıklaşınca oldukça keyifli oldu.
Eğer kaleye çıkmayı düşünmüyorsanız şehrin içinden de Heidelberg kalesini en yakından görebileceğiniz meydanlardan birisi Kornmarket. HauptstraBe civarlarındaysanız şöyle bir yukarılara bakmayı ihmal etmeyin.
Öğrenci Hapishanesi / Student Jail
Geldik Heidelberg’de görülecek en enteresan yere. Öğrenci şehri olduğunu söylemiştik, o zaman neden bir hapishanesi olmasın değil mi? 🙂 Şaka bir yana burası çok enteresan bir yer öncelikle kesinlikle görmenizi öneririz. Yeri HauptstraBe üzerinde, girişi 1,5 euro. Heidelberg’de 1700-1900 seneleri arasında disiplin cezası alan öğrencileri tuttukları bir hapishane. İşlenen suçlar çok büyük değil, şehirde yüksek sesle şarkı söylemek bile suç sayılabiliyormuş. Hapishaneye gönderilen öğrencilere sadece ilk iki gün ekmek ve su veriyorlar sonraki günlerde herkes başının çaresine bakıyor.
Hapishanedeki duvarların neredeyse tamamı yazı ve resimlerle dolu. Hatta sonradan bu hapishane o kadar popüler ve prestijli olmuş ki öğrenciler buraya girebilmek için bilerek suç işlemeye başlamışlar.
Alte Brücke Theodor köprüsü/ Heidelberg Köprüsü
Nehrin iki yakasını birbirine bağlayan köprü aslında ikinci dünya savaşında yıkılmış ve sonradan halkın maddi desteğiyle bu bölgeden çıkan kızıl kumlarla yeniden inşa edilmiş. Heildelberg’in Anadolu yakasına yani HauptstraBe’nin olduğu yakanın karşısına geçerseniz köprü ve arka fonda kale manzaralı güzel fotoğraflar çekebilirsiniz.
Filozoflar Yolu / Philosophenweg
Heidelberg kalesini görebileceğiniz en güzel nokta Filozoflar Yolu’nda. Kalenin hem karşısında hem de yüksekte olduğunuz için kaleyi gören en güzel açı bu bölgede. Filozoflar yolu aslında düzenlenmiş bahçelerin ara ara bankların olduğu bir orman yolu. İnsanlar mis gibi havada spor yapıyorlar. Muhit olarak civarda çok güzel evler var. Hatta ev demek biraz haksızlık olur malikane desek yeridir. Filozoflar Yolu ile ilgili en büyük problem arabanızı park edeceğiniz bir yer bulmak. Bölgenin tamamı özel mülkiyetlerden oluştuğu için hem dar hem de park alanı yok. Arabayı park edecek bir boşluk bulursanız içiniz arabanızın çekilme ihtimaline karşı rahat etmeye etmeye dolaşıyorsunuz. Biz yaptık oradan biliyoruz. Bir şey olmadı merak etmeyin. Arabayı bıraktıktan sonra da nereye bıraktığınıza bağlı olarak bir miktar tırmanarak yürümeniz gerekiyor.
Lokasyon olarak Theodor köprüsü/Alta Brücke yani eski köprüden karşıya geçtikten sonra bir miktar daha yol gidip kendinizi sağa yukarı doğru verirseniz kıvrıla kıvrıla Filozoflar yolu’na ulaşıyorsunuz. Son olarak şehirde 24 saatimiz olduğu için yeme içme olarak deneyimlerimiz sadece bir dondurmacı ile hamburgerci olabildi.
İkisinden de çok memnun kaldığımız için isimlerini veriyoruz. Dondurmacı That’s gelato ve hamburgerci de Joe Molese idi. İkisi de HauptstraBe civarlarında. Zaten şehrin hareketli noktaları oralar olduğu için en çok alternatif oralarda oluyor.