Almanya’nın Romantik Yol rotasının incisi ve son durağı Neuschwanstein Şatosu bugüne kadar gördüğümüz en güzel şato! Neuschwanstein Şatosu’na ilk defa bir evlilik dergisinde rastladım. Bu şatoda geçen bir evlilik teklifi hikayesi anlatılıyordu . Masallara ilham olmuş bir şato için ne kadar da güzel bir tercih olmuş. İşte tam da o anda gördüğüm fotoğraflardan büyülenip, hemen “Ölmeden önce görülecekler” listeme kaydetmiştim. Eğer Neuschwanstein Şatosu’na nasıl gidilir, pek kimsenin bilmediği en güzel manzaralar nereden izlenir merak ediyorsanız okumaya devam.
Ama önce bizi instagramda hala takip etmiyorsanız, oralarda da varız. Buraya tıklayarak seyahatlerimize, buraya tıklayarak ise Youtube’daki videolarımıza ulaşıp abone olabilirsiniz.
Neuschwanstein Şatosu ve Romantik Yol hangi mevsimde ziyaret edilmeli ?
Şatonun fotoğrafını gördüğümden beri ona en çok sarılar, turuncular, kırmızılar arasındaki görüntüyü yakıştırdığım için ben özellikle sonbaharı seçtim. Ekim sonunda tam da istediğim renkler arasında beni harika bir manzara bekliyordu. Ancak şato o denli güzel ki karlar altında da yazın yeşiller arasında da sizi muhteşem manzaralar bekliyor olacak. Manzara kısmına, gizli yolların bilgisine birazdan geliyoruz, azcık sabır. Yani demem o ki Neuschwanstein Şatosu her mevsim görülmeyi hak edecek güzellikte. Tabi sonbahar ve kış aylarında ara ara sis basabiliyor. Demedi demeyin sonra.
Neuschwanstein Şatosu’na nasıl gidilir ?
Neuschwanstein’e ulaşmanın en bilindik yolu Münih’ten gelmek. Günübirlik bile gelip gidebilirsiniz, yolculuk tek yön 2 saat sürüyor.Önce trenle gelme yöntemini anlatayım. Münih’ten Füssen kasabasına ulaştıktan sonra Füssen’den şatonun olduğu kasabaya 73,78 numaralı otobüsler gidiyor. Yaklaşık 10 dakikalık kısa bir yolculuk sonrası şatonun olduğu Hohenschwangau kasabasına ulaşabilirsiniz. Trenler tek yön bir kişi 20-30 euro civarında. Otobüs biletlerini kontrol etmek için şuraya tık tık. Bunun dışında bir de tüm günlük beş kişiye kadar kullanılabilen Bavyera biletleri var. Buraya ulaşım için kalabalıksanız bu da bir tercih yöntemi. Detaylar için buraya tık tık.
Otobüs seçeneği ise Avrupa’da neredeyse her yerde olduğu gibi trene göre daha hesaplı. Örnek olması açısından Flixbus otobüs firmasının Münih’ten Schwangau’ya direk otobüsleri var. Tek yön kişi başı 9-10 euro’ya bilet alınabiliyor ve sizi kalenin olduğu kasabaya bırakıyorlarmış. Ancak bu yöntemi kullanmadığımız için siz yine de şuradaki sitelerinden kontrol edebilirsiniz.
Eğer bizim yaptığımız gibi Münih havalimanını hub olarak kullanıp etrafında 3-4günlük bir road trip yapmak isterseniz de sizi çok güzel bir seyahat beklediğinin müjdesini vereyim. O yüzden seçenekler arasındaki en güzel yöntemlerden birisi de buraya araba kiralayıp gelmek. Eğer yurtdışında araba kiralama deneyiminiz yoksa ya da kafanıza takılan bir konu varsa muhtemelen buradaki yazıyla soru işaretlerinizi giderirsiniz. Yurtdışında o kadarçok ülkede araba kiraladık kı artık işin püf noktalarına az çok hakim sayılırız. Bizim 3 günlük rotamızdaki ilk durağımız Münih havalimanına indikten sonra gittiğimiz Avusturya’nın Hallstatt kasabası oldu. Eğer siz de bu tarz bir rota yapmak isterseniz Hallstatt yazımıza da buradan ulaşabilirsiniz. Fotoğraflara bakınca belki aklınızda yoksa bile plan yapmak istersiniz.
Neuschwanstein Şatosu’na ulaşmak için
Şayet bizim gibi Füssen’de bir gece konaklayıp araba ile Hohenschwangau’ya ulaştıysanız Alpsee otoparkına arabanızı bırakabilirsiniz. Neuschwanstein şatosunun olduğu kasabaya ulaştıktan sonra yukarı çıkmak için ya yokuş yukarı yaklaşık yarım saat yürümelisiniz ya da şatoya ring atan otobüslere binmelisiniz. Bir de at arabası opsiyonu var ancak biz mevsimdem ötürü denk gelmedik, çok da gerekli bir aktivite gibi gelmedi bize. Biz hava soğuk olduğu ve zaman kaybetmek istemediğimiz için otobüse kişi başı çıkış için 2,5 euro ödedik. Dönüşte yürüyerek inmek isterseniz otobüs biletini tek yön satın alabilirsiniz. Aşağıya iniş bileti için de bizim de yatığımız gibi tek yön 1,5 euro ödeyip hemen şıp diye otoparka ulaşıp Romantik Yol’daki diğer şehirler için gaza basabilirsiniz.
Eğer şatonun içini gezme planınız varsa biletlerinizi özellikle yaz ayları gibi yüksek sezonlar için önceden almanızı öneririm. Kişi başı şatoya giriş için 13 euro + önceden rezervasyon için de 2,5 euro ödeyerek şatonun içini gezebilirsiniz. Eğer son dakikacıysanız da şatoya sizi götüren ring otobüslerine binmeden biletinizi alabilirsiniz. Biz şatonun içini gezmedik zira iç dizaynı biraz mali zorluklarla yarım kalmış bir şatoymuş. Bir de bence Almanya’daki şatoların dıştan manzaraları harika ancak içine girince sizi bir miktar kasvetli bir ortam bekliyor olabiliyor. Biz bunun yerine nefes kesici bir manzaradan şatoyu izledik. Bulması biraz meşaketli gibi görünebilir ama size vereceğim yönlendirmeyle elinizle koymuş gibi bulacaksınız.
Neuschwanstein’in en güzel manzarası nereden izlenir ?
Otobüs sizi yukarda Marienbrücke köprüsüne doğru giden yolda bırakacak. Eğer gittiğiniz mevsimde bizimki gibi Marienbrücke köprüsünün kapalı olduğu bir zamana denk gelirseniz köprüye giden araba yolunu da kapatıyorlar. Ancak önemli değil, yola devam etmek mümkün. Yalnızca bu noktada bir miktar yasak olan bir aktiviteye girişeceğimiz için bir otobüs dolusu insanın dağılmasını bekleyin. Ortam sakinleşince solda bir duvar göreceksiniz, onun yanından ormanın içine girip patika yoldan ilerleyin. Bir kaç dakika sonra Marienbrücke köprüsüne ulaşacaksınız. Mevsimden dolayı ya da bizdeki gibi tadilattan dolayı kapalıysa kendinizi tellere kaptırmadan Marienbrücke köprüsü karşınızdayken sol yanınızdaki ormandan içeri girin. 5 dakikalık bir yürüyüş sonrası sizi muhteşem bir manzara bekliyor olacak.Alanın dar ve aşağısının uçurum olduğunu unutmayın. Çok çok dikkatli hareket etmekte fayda var. Bir diğer manzara izleyebileceğiniz yer de Marienbrücke köprüsünden karşıya geçtikten sonra yine keçi gibi ormanda yukarılara tırmanınca karşınıza çıkıyor. Tabi Marienbrücke köprüsü açıksa oradan da manzaranın muhteşem olacağını söylememe gerek yok herhalde. Tabi ki köprü üzerinde bir miktar kalabalık olacağını hesaba katmak gerek.
Neuschwanstein civarında görülecek yerler
Şatoya çıktık,manzarayı izledik,hızımızı alamadık içini bile gezdik daha ne yapabiliriz derseniz ; şatodan indikten sonra otobüslerin kalktığı ve oroparkın olduğu yerden biraz ilerde Alpsee gölü var. Kesinlikle listenize ekleyin. Manzaranın tadını çıkarın, kenarında oturun, kuğuları besleyin ama en az bir saat ayırın deriz buraya. Özellikle sonbaharda gölün çevresindeki ormandaki ağaçlar renk cümbüşüydü. Biz hiç ayrılmak istemedik ancak Romantik yol üzerindeki Rothenburg ob der Tauber ve Nürnberg gibi şehirler bizi bekliyor olduğu için istemeyerek vedalaştık bu güzel gölle.
Neuschwanstein’e kadar gelmişken eğer bir şato daha ekleyeyim duble şatoculuk yapalım derseniz otoparkın olduğu yerde yönlendirmeleri takip ederek Hohenschwangau şatosunu da ziyaret edebilirsiniz. Burası aslında Neuschwanstein Şatosu’nu yaptıran Kral II.Ludwig’in çocukluk ve gençlik dönemlerinin geçtiği şatoymuş.
Şatolar bölgesinde işiniz bitince eğer hala zamanınız varsa Füssen merkezde de zaman geçirebilirsiniz. Küçük, tatlı bir merkezi var.
Neuschwanstein Şatosu civarında konaklanacak yerler
Buna tek bir yanıtımız var, Füssen. Biz Hallstatt ve Königsee taraflarından gezerek geldiğimiz için gece geç bir saatte otelimize ulaştık ve merkez olarak konaklamak için Füssen’i seçtik. Şatoya çıkmak ve civarında gezmek için ertesi günümüzü ayırdık.
Aylar öncesinden ayarladığımız otelimiz tadilata girince booking.com bize sağolsun yeni bir otel opsiyonu sundu. Gayet merkezi konumda sahipleri ya da çalışanları arasında Türkler bulunan bir oteldi, ismi City Apart Hotel Füssen. Biz her anlamda çok memnun kaldık otelimizden. Arabamız için otoparkının da olması ekstra bonus oldu.
Neuschwanstein Şatosu hakkında
Peki kim yaptırmış masallara ilham olan bu güzel şatoyu? Almanya’nın en güzel şatosu olması konusunda Walt Disney ile hemfikir olmalıyız ki kendisi de Külkedisi şatosunu buradan esinlenerek tasarlamış. Yani Disneyland’a ilham olan logo Walt Disney tarafından bu şatodan esinlenerek ortaya çıkmış.
Bu güzel kaleyi yaptıran zavallı Kral Ludwig II ise ne yazık ki kale tamamlandıktan 3 hafta sonra ölü bulunmuş. 17 sene süren yapım aşamasında Marienbrücke’nin olduğu yerden gidip yapılışını izleyip,senelerce bekleyip şatonun tamamlandığı zaman sefasını süremeden ölmesi çok acı olmuş.
Zaten senelerce buraya para akıtıldığı için de Kral II.Ludwig’in ölümünden sonra masraflarını çıkarabilmek adına bir süre sonra müze olarak turistik ziyarete açılmış.
Almanya’da keşfettiğimiz ve bayıldığımız bir diğer kale de Eltz kalesi oldu. onu da okumak isterseniz buraya tıklayabilirsiniz.
Eğer yolunuz Münih taraflarına düşerse Neuschwanstein’i kesinlikle listenize alın deriz. Almancası olmayanlara dev hizmet! Planları yaptık ancak bize Neuschwanstein Şatosunun nasıl okunduğunu bile söylemedin diyorsanız, hemen söylüyorum.Noy-şıvaynş-tayn. Anlamını da söyleyelim zira ezberci eğitime karşıyız. 🙂 Neuschwanstein yeni kuğu taşı anlamına geliyor.
Bir sonraki yazıya kadar hoşçakalın!
